DÜŞÜNCELER KAYDEDİLEN BEYİN DALGALARINDAN ANLAŞILABİLECEK

ABD’li bilim insanları, beyin dalgalarını bilgisayara aktarabilen ‘iBrain’ adını verdikleri bir cihaz üzerinde çalışıyor. Başarılı olunması halinde, ünlü İngiliz fizikçi Stephen Hawking’in düşünceleri doğrudan beyin dalgalarından anlaşılabilecek...Devamı

23 Kasım 2011

Yine Aşk Var...

A'raf Suresi:
19-) Ve ya Âdem! Mesken et o Cenneti sen zevcenle de ikiniz dilediğiniz yerden yeyin ve şu ağaca yaklaşıp da zâlimlerden olmayın! (Elmalılı Hamdi Yazır)

Önce sakin, sakin yaklaşalım;

Aşkı ya da aşk kavramını icat ettik/ettirildik...
Yani aşka yüklenen mana insana(mı?) aittir.
Mecazi ve ilahi diye kategorize eden de insan(mı?)dır...
Bu konuda çok özel sorularınız ve yorumunuz var elbette...


***

Öneri/teklif ne idi: "...şu ağaca yaklaşıp da zâlimlerden olmayın!"...
Fakat;

Tırmandı/rıldı yasak ağaca...
ve lekelendi(mi?) aşk.

Ey aşk seni tanımak değil, yaşamak gerek!

***

Mecazi, ilahi, hormonalaşk
Hem içinde hem dışında...
Mutlak AŞK(?)'ın

***
Şimdi söz Mikhail Naimy'de. Yazar eserinde(*) yazıyor:

<<...O zafere ulaşanadır dualarım; kendisiyle bütünleşmiş, kendi benliğini feth edenlere.
Bir kadının aşkıyla tutsak olmuş bir adam ve bir adamın aşkıyla tutsak olmuş bir kadın, eşdeğerde mahrum kalır özgürlüğün tacından. Ama sevgiyle bütünleşen kadın ve erkek, ödülün gerçek sahibidir...>>

Bence kıyametin koptuğu nokta burada;

"Mahrum kalınan tac" ne ola ki.
Dikkat! Bu mahrumiyetin sebebi, aşk!...

Yoksa aşk, çöken kesif bir "sis" midir; özgürlüğün tacına giden yolda?

***

Ve işte size, bilinenlerin dışında -az bilinen- bir anlayış daha:

<< Halk 'aşk'ın bir duygu olduğunu düşünür. Oysa aşk iyi bir 'duyu'dur. >> (Ken Kesey)
Yani bilinen 5-6 duyu gibi mi?... Duyu var ise iradeN de var.

Şunu yazayım; siz değerlendirin:
<< Aşkı aramak iyidir, fakat verileni - araNmayanı daha iyidir.>> (William Shakespeare)

***

Aşık da maşuk da "yok"sa ya da aynı ise...
duygu olmuş ya da "duyu" olmuş...

Fark eder mi?

***

yâr, deyince kalem elden düşüyor;
gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor

lâmbamda titreyen alev üşüyor
"aşk, kâğıda yazılmıyor" mihriban.

(Ömrüne, sağlığına bereket ey Abdurrahim Karakoç...)

***

Değerli şair böyle demişse, o halde;

"Gölge" bizzat var biliyorsa kendini
yaşadığını da aşk zannediyorsa...
yukarıdaki yazılanlar ve aşağıdaki şiirdeki sözleri...
külliyen yok hükmündedir. Kendisi gibi...(Ferid Hakkı)




yorumlayan: elif hazan

söz: ferid hakkı


AŞK OLDU...

bir ayrılık şarkısı... yokluk makamında
bestekar: aşk,
güfte: aşk,
hanende: aşk
sazende: aşk

Bu şarkı tek... ve aynı
ama notaları ayrı ayrı

yalnızlık, yaman kelime...
o kadar da yakın ölüme

muhabbet olsun, aşk coşsun...
bu yüzden kendisinden ayrıldı... soyutta, zamansız boyutta...
ve aşk oldu...
ve aynadaki yokluğu aydınlattı onu

aşk oldu ve arz, "yok ülke" oldu

çoğaldıkça unuttu kendini...
aşk olsun diye firar etti "kendinden kendine"

bir yok ülkede, güya yaşamak!
bu arz var ya; üstündekiler ve altındakiler yanarken çıkardığı dumanlar
yaşamak değil de sanki yaşıyor gibi olmak; öyle sanmak

alevin yamacındaki pervanenin dediği gibi;
"yurdumsun ey ateş yak beni!"
çünkü "aşk oldu."

aşkın iki yakasını değil, birini aştı; bu aklın ötesindeki kilitli sır!...
kim bilir, geri döner mi kendine?...
özler mi kendinden sakladığı kendini?

umutsuz değil "yabancı ülke" arz, aşkın savurduğu "yok ülke"
ve... arzu bahçesinden ayrıldığında Adem!...
arzu bahçesinden ayrıldığında Adem!

su birikintisindeki hayal ülke, titreşiyor el"an"
aklı bulutlayan peçe kalkarsa, anlayacak aşkın iki tarafı;
sınırın öte yakasında kimsenin olmadığını...
kimsenin olmadığını!

kimse sevgili olmadı ki...
kimse sevgili olmadı!

gir artık etrafında dönüp durduğun ateşe
bu ateşin içinde kurtuluşun
bitsin artık, bitsin; bulup bulup kaybetme oyunu!

toprak küre; "yok ülke"
gönülsüz sürgünüm benim, sürgünüm benim, sürgünüm
___________________________________

(*) Mirdad'ın Kitabı, Mikhail Naimy