DÜŞÜNCELER KAYDEDİLEN BEYİN DALGALARINDAN ANLAŞILABİLECEK

ABD’li bilim insanları, beyin dalgalarını bilgisayara aktarabilen ‘iBrain’ adını verdikleri bir cihaz üzerinde çalışıyor. Başarılı olunması halinde, ünlü İngiliz fizikçi Stephen Hawking’in düşünceleri doğrudan beyin dalgalarından anlaşılabilecek...Devamı

18 Mayıs 2012

Niyet okuma gerçek oluyor!

“Brain Chess” görmeye alıştığımız tür bir satranç oyunu değil. Oyuncular hareketsiz bir şekilde oturuyor ve taşlar sanki sihirli bir şekilde hamle yapıyor gibi.

Bunun açıklaması şu ki; beyinden gönderilen emirlerle hamleler yapılıyor. Bunun sırrı da giyilen başlıkta gizli. Oyuncu elektroensefalografik bir başlık takıyor. Elektrodlar beyin hareketlerini ölçüyor ve nereye ne hamle yapmak istendiğini tesbit ediliyor. Başlık takıldığında program o kişinin beynine has hareketleri tanımaya çalışıyor.



Böylesi bir teknolojinin hedef alanı oyunlar değil. Tıpta da beklentiler yüksek. Hareket kabiliyeti kısıtlı hastaların kullanımı üzerinde çalışılıyor...

24 Nisan 2012

Eril Ve Dişil Enerji; İndigo Ve Psişikler

Videoyu seyretmenizden önce, fikir vermesi yönünden, bazı başlık olabilecek önemli cümleleri okumanızı istedim. Sonra ister videoyu izlersiniz, isterseniz videonun altındaki video tam metnini okursunuz değerli Okurlar.
Selam ve sevgilerimle
Ferid Hakkı 

Eril ve dişil enerjilerinin de Çakralar gibi kendine has özellikleri vardır.

Eril enerji; doğrusal, analitik, stratejik ve pratiktir. Ancak, eril enerji kısıtlandığı vakit, epey sarsak ve agresiftir.
Durumu bütün yönleriyle görmeMEye eğilimli olur. Ya da kendi görüşünden başka görüşlere kapalı olur.

Diğer yandan dişil enerji, kıvrılarak hareket eder. Çizgilerin içinde kalmaz. Yaratıcılık, hareket, dışavurum ve duygudur. Her şeyi yapabilir ve her yere gidebilir. Ama plana sadık kalamama gibi sorunu vardır.
Kısıtlanmışsa eğer, akışından çıkıp, duygusal ve ruhsal açıdan çöküntü yaşayabilir. Yaratıcılık allak bullak olur ve ortaya karman çorman bir şey çıkar.

Sol beyin, beynin Eril Enerji tarafı. Düzenli, istatiksel, mantıklı ve matematikseldir. Her şeye doğrusal, akılcı ve pratik şekilde bakar.

Sağ beyin ise, beynin Dişil Enerji tarafıdır. Yaratıcı, özgürlüğe düşkün yönümüzdür. Tutku, tat ve his deneyimi, eylem ve sanattır.

Enerjide olduğu gibi, sol beyin sağ beyinsiz bir anlam ifade etmez.
***
Indigo çocuklara ve süper psişiklere bakalım... Dünyada doğan yeni bir çocuk türü var.

İndigoların sezgileri çok güçlüdür. Çoğunlukla psişiktirler; Açıklanamaz şeyleri görür, duyar ve bilirler.


Aşmış Süper Psişiklerden devam edelim şimdi. Bu çocuklar aşırı. Kelimenin tam anlamıyla her şeyi yapabiliyorlar. Bazıları, katı maddeleri düşünceyle duvardan geçirebiliyor. Bazıları kör, ama kafalarının içindeki çok sayıda farklı "ekran" ile etraftaki her şeyi görebiliyorlar. Bazıları var ki, bir kişiye bakarak, onun hakkında her şeyi -ne zaman öleceğine kadar- bilebiliyorlar...
***

Eril Ve Dişil Enerji; İndigo Ve Psişikler

 

Eril Ve Dişil Enerji; İndigo Ve Psişikler

"Siz de Tanrısınız, bilmiyorsunuz" Hermes Trismegistus...

4 Nisan 2012

Din, Evrim Ve Kendinden Geçmenin Coşkusu

Bugünkü konuşmam, insanların kendilerini ruhani olarak görmelerinin asıl nedeniyle, ya da asıl nedenlerden biriyle ilgili. Bugünkü konuşmam kendinden geçmekle ilgili. İnsan olmanın temel gerçeği, bazen benlik kavramı ortadan kayboluverir. Ve bu gerçekleştiğinde, ortaya çıkan duygu coşku vericidir ve biz bu duyguları açıklamak için metaforlar yaratır dururuz. Yukarı çekildiğimizi ya da yükseldiğimizi söyleriz...



Din, evrim ve kendinden geçmenin coşkusu 

(Religion, evolution, and the ecstasy of self-transcendence)

Size bir sorum var:
- Dindar mısınız? Kendinizi dindar olarak görüyorsanız lütfen şimdi elinizi kaldırın.
Bakalım; sanırım yüzde üç ya da dört kadar. Bir TED konferansında bu kadar inananın olduğunu bilmiyordum. Peki, başka bir soru:
- Herhangi bir şekilde ruhani olduğunuzu kabul ediyorsanız elinizi kaldırın. Tamam, bu çoğunluğu oluşturuyor...

25 Mart 2012

Halüsinasyonun Zihnimizle İlgili Ortaya Çıkardıkları

Nörolog ve yazar Oliver Sacks, Charles Bonnett sendromuna (görme duyusu zarar görmüş insanların halüsinasyon görmesi) dikkatimizi çekiyor. Hastalarının tecrübelerini, kalbe dokunan detaylarla anlatıyor ve bizleri bu çok bilinmeyen fenomenin dünyasına götürüyor...



Oliver Sacks: Halüsinasyonun zihnimizle ilgili ortaya çıkardıkları

Gözlerle görürüz. Fakat aynı zamanda beyinle de görürüz. Ve beyinle görme çoğunlukla hayal gücü olarak adlandırılır. Ve bizler kendi hayal gücümüzün, içsel dünyamızın manzaralarına alışkınız. Bütün hayatımız boyunca onlarla yaşamışızdır. Fakat bir de halüsinasyonlar var. Ve halüsinasyonlar tamamen farklı. Bizim ürünümüz değillmiş gibilerdir. Bizim kontrolümüzde değilmiş gibilerdir. Dışardan gelmiş gibi görünürler, algıyı taklit ederler...

14 Mart 2012

Sınır Sistemi ve Âdem


Bismillahirrahmanirrahim

Allah Âdem’i evrenin manasına bitişik yarattı. Belki de Âlem’in kendisidir Âdem. Onu Halk ederken Halkı da kendisi eylemiştir. Âdem’i Kendi sıfatı olarak yarattı. Semasına, yıkıcı ve yapıcı yönleri olan çok büyük bir kudret yerleştirdi. Ona kendisinin dahi bilmediği sınırlar koydu. Onu güçsüz ve aciz yarattı ki, bilirseniz bunda büyük bir hikmet vardır.

3 Mart 2012

Beyin Tarayıcı ile Kendini Bil - Know thyself, with a brain scanner

 "Kendini tanı" özdeyişi çok uzun zamanlardan beri var. Bazıları altın değerindeki bu evrensel bilgiyi Plato'nun nitelendirdiğini düşünüyor, bazıları da Pythagoras'un. Fakat gerçek şu ki, ilk hangi bilgenin dediğinin önemi yok. Çünkü bilgenin verdiği bir öğüt, bugün bile geçerli; "Kendini tanı"

Bu özlü söz bazen anlamsız gelebiliyor, fakat alışılmışı ve gerçeği çağrıştırıyor, değil mi? "Kendini tanı."
Bu sonsuz atasözü bana problemleri ifade ediyor ya da daha spesifik olursak karmaşıklığın bilincini.

Kendimizi tanımamıza hayran kalmışımdır her zaman. Bu büyü, beni sanata yöneltti, ayrıca sinir bilimi eğitimi aldım psikoperapist olmak için.



Bütün tutkularımı birleştirmiş durumdayım; InteraXon -düşünce gücüyle kontrol eden, bilgisayar firması- CEO'su olarak. Açıkçası hedefim insanlara yardım etmek; kendilerini daha iyi tanıyabilmeleri için.
Hep bu atasözünden yola çıkıyorum; "Kendini tanı"
Düşünün, bu söz bizim türümüzün karakterlerini tanımlıyor, değil mi? Demek istediğim öz farkındalık, homosapiyenleri -insanlığın bir önceki örneklerinden- ayıran bir özellik.

14 Şubat 2012

Su - Büyük Sır (3 ve 4.Bölüm) / Water the great Mystery (Part 3 & 4)

9 Şubat 2012'de 1 ve 2. Bölümünü yayımlamıştık.
Bugün ise, SU'YUN çok değerli bilimsel-mistik özelliklerini anlatan belgeselin 3 ve 4. (son) bölümünü yayınlıyoruz.

"Kafanız suyla doludur...
Sudan başka hiçbir şey yoktur... Neredeyse.
Hayal edelim bir;
burada bir insan olsun,
ve burada da su.
Bu su birçok farklı türde bilgi taşımaktadır.
Bu suyu insanın bedenine soktuğumuzda,
insan bedeni bu bilgileri özümseyecektir...
Ve bu, o kişinin özelliklerini değiştirebilir."



9 Şubat 2012

Su - Büyük Sır (1 ve 2.Bölüm) / Water the great Mystery (Part 1 & 2)

Bu blogun okuyucusu "Suyun hafızası"nın olduğunu bilir.
Hatta daha da fazlasını...
Su hakkında çok farklı perspektifler kazandiran etkili,
düşündürücü bir belgesel daha sunuyoruz.

İzleyenler bilir,
Ne Biliyoruz ki?” filminde Japon dr. Masaru Emoto’nun
su molekülleriyle yaptığı deneyleri hatırlarsınız.
Bu belgesel, Emoto’nun çalışmasını da içine katarak,
konuya daha geniş bir perspektiften yaklaşıyor
ve yaşam iksirimiz Su’yun -deyim yerindeyse- ruhunu inceliyor.

Suyumuzu sadece fiziksel olarak değil,
ruhen de nasıl kirlettiğimizi
ve bunun bizlere olan etkilerini anlatıyor bu belgesel.

Bu konu ile ilgisi olmayanlar ise
bu belgeseli izledikten sonra Su'ya çok değişik perspektifden bakacaktır.

Selam ve sevgilerimle
Ferid Hakkı

Fascinating movie spans the globe to reveal recent discoveries about water, the most amazing yet least studied substance in the world.


31 Ocak 2012

Bilmenin Farklı Yolları - Otizmi Anlamak

Bir bilim adamının şöyle dediğini hatırlıyorum:
"Otistikler anormal kişiler değil; "farklı" normal kişilerdir..."

Otizm uzmanı, nörolog Theo Peeters da şöyle diyor:
"Ben şimdi öyle bir zamanda yaşadığımızı düşünüyorum ki, nörolojik olarak normal kişiler, otizm kültürünü anlamaya başlayacak. Ve umarım otizm sosyal yaşamımızın bir parçası olacak; dışlanmayacak."

Amerikan psikoloji derneği başkanı Lynn Robertson ise "The two sides of the perception" adlı kitabında anlattığina göre:
Son derece normal olan bir beyinde, ilk çocukluk yıllarında oluşan sinirsel bağlantılar bulunuyor. 
Bu bağlantılar genellikle zamanla yok olur. 
Doğum anında beynimizde çok sayıda nöron arası bağlantılar (snaps) vardır, yaşam boyunca kullanacaklarımızdan çok daha fazla sayıdadır bu bağlantılar. Büyüdükçe ve geliştikçe bu bağlantılar ‘budanır’. Ama Sinestezikler(*) hariç. Onların beyninde bu bağlantılar kalır ve o bunları bazen diğer yetenekleri güçlendirmek için kullanır..."
(*) Otistik insanlarda görülen algılama farklılığı. Sinestezikler'in dünyayı algılayışlarını detaylı olarak 2. videoda izleyebilirsiniz

1. Videoda nörolog Theo Peeters ile otistikler hakkında yapılan röportajı,
2. videoda ise otistik dahi, yazar Daniel Tammet'ın verdiği mini konferansı izleyeceksiniz.
Daniel Tammet'in dilsel, sayısal ve görsel sinestezisi var- yani onun, kelime, sayı ve renk algısı; dünyayı "farklı" bir yolla algılamayı ve anlamayı sağlayacak şekilde harmanlanmıştır.
"Mavi Bir Günde Doğmuştu"nun yazarı Daniel Tammet, 2. videoda, sanatını ve dillere duyduğu tutkuyu, parlak zihnine atılan bu kısacık bakışla paylaşıyor.

Selam ve sevgilerimle
Ferid Hakkı


1- Otizmi Anlamak - Understanding autism




2- Bilmenin Farklı Yolları - Different ways of knowing

27 Ocak 2012

Doğum Fenomeni

Görüntü yapımcısı Alexander Tsiaras, döllenmeden doğuma kadar geçen sürede, insan gelişimini gösteren "çok güçlü" bir medikal görseli (grafik görüntülerle) bizimle paylaşıyor. (Alttaki 2. video)
Bu videonun en etkili bölümlerinden birisini, ana videodan ayırarak ayrı bir bölüm haline getirdim, önceden izleyebilirsiniz. (1. Video. Burada, insanoğlu doğumu esnasında sanki, rahminden (uzay mekiğinden) dünyaya (uzayına) açılışı simgelemektedir...)
Selam ve sevgilerimle
Ferid Hakkı

1- Doğum Anı - The moment of Birth

 

2- Doğum Fenomeni - The phenomenon of Birth

 


Alexander Tsiaras: Döllenmeden Doğuma -- görsel

Yale Üniversitesi Tıp Fakültesinde Tıp Doçenti ve bilimsel vizüalizasyon şefi olarak kalmam için bir teklif almıştım. Ve işim NASA'nın astronotları derin uzay uçuşlarına hazırlarken sanal ameliyat gerçekleştirebilmesi için algoritmalar ve kodlar yazmaktı. Böylece robotik bölmelerinden çıkmaları gerekmeyecekti. Üzerine çalıştığımız şeyin en büyüleyici yanlarından biri, bizim yeni teknolojilerle tanışıyor ve onları kullanıyor olmamızdı, daha önce hiç görmediğimiz şeyler -- yani sadece hastalık tedavisinde değil, vücutla ilgili görmemizi sağladıkları şeyler de sizi hayretlere düşürürdü...