DÜŞÜNCELER KAYDEDİLEN BEYİN DALGALARINDAN ANLAŞILABİLECEK

ABD’li bilim insanları, beyin dalgalarını bilgisayara aktarabilen ‘iBrain’ adını verdikleri bir cihaz üzerinde çalışıyor. Başarılı olunması halinde, ünlü İngiliz fizikçi Stephen Hawking’in düşünceleri doğrudan beyin dalgalarından anlaşılabilecek...Devamı

24 Nisan 2012

Eril Ve Dişil Enerji; İndigo Ve Psişikler

Videoyu seyretmenizden önce, fikir vermesi yönünden, bazı başlık olabilecek önemli cümleleri okumanızı istedim. Sonra ister videoyu izlersiniz, isterseniz videonun altındaki video tam metnini okursunuz değerli Okurlar.
Selam ve sevgilerimle
Ferid Hakkı 

Eril ve dişil enerjilerinin de Çakralar gibi kendine has özellikleri vardır.

Eril enerji; doğrusal, analitik, stratejik ve pratiktir. Ancak, eril enerji kısıtlandığı vakit, epey sarsak ve agresiftir.
Durumu bütün yönleriyle görmeMEye eğilimli olur. Ya da kendi görüşünden başka görüşlere kapalı olur.

Diğer yandan dişil enerji, kıvrılarak hareket eder. Çizgilerin içinde kalmaz. Yaratıcılık, hareket, dışavurum ve duygudur. Her şeyi yapabilir ve her yere gidebilir. Ama plana sadık kalamama gibi sorunu vardır.
Kısıtlanmışsa eğer, akışından çıkıp, duygusal ve ruhsal açıdan çöküntü yaşayabilir. Yaratıcılık allak bullak olur ve ortaya karman çorman bir şey çıkar.

Sol beyin, beynin Eril Enerji tarafı. Düzenli, istatiksel, mantıklı ve matematikseldir. Her şeye doğrusal, akılcı ve pratik şekilde bakar.

Sağ beyin ise, beynin Dişil Enerji tarafıdır. Yaratıcı, özgürlüğe düşkün yönümüzdür. Tutku, tat ve his deneyimi, eylem ve sanattır.

Enerjide olduğu gibi, sol beyin sağ beyinsiz bir anlam ifade etmez.
***
Indigo çocuklara ve süper psişiklere bakalım... Dünyada doğan yeni bir çocuk türü var.

İndigoların sezgileri çok güçlüdür. Çoğunlukla psişiktirler; Açıklanamaz şeyleri görür, duyar ve bilirler.


Aşmış Süper Psişiklerden devam edelim şimdi. Bu çocuklar aşırı. Kelimenin tam anlamıyla her şeyi yapabiliyorlar. Bazıları, katı maddeleri düşünceyle duvardan geçirebiliyor. Bazıları kör, ama kafalarının içindeki çok sayıda farklı "ekran" ile etraftaki her şeyi görebiliyorlar. Bazıları var ki, bir kişiye bakarak, onun hakkında her şeyi -ne zaman öleceğine kadar- bilebiliyorlar...
***

Eril Ve Dişil Enerji; İndigo Ve Psişikler

 

Eril Ve Dişil Enerji; İndigo Ve Psişikler

"Siz de Tanrısınız, bilmiyorsunuz" Hermes Trismegistus...


İyisi mi siz mısırları hazır edin, bu biraz uzun sürecek. Bu gün bahsedeceğimiz şey önümüzdeki birkaç ders için epey önemli. Konumuz, dişil ve eril enerji. Buna istinaden, beynin sol ve sağını, yeni nesil çocuklarını bütünüyle ele alacağız. Hazır mısınız? Derin bir nefes...

Ruh Bilimi Ders - Eril ve Dişil

Birkaç hafta evvel Çakralara ve onların iç sistemlerinizi etkileyen şeylere nasıl kaynak sağladıklarına değinmiştik. Ancak, onlarda dolaşan enerjilerden bahsetmedik. Hepimizin çevresini saran türlü türlü enerjiler var, ki bu gelecek konumuz olacak. Bugün, bu enerjilerden belli iki tanesini, bu şekle manasını vereni anlatmak istiyorum.

Burada akan enerji, eril ve dişil enerjidir. Eril enerji odaktır, dişil enerji ise yapıcı ve gelişigüzeldir. İkisinin birbirinden üstün veya eksik yanı yoktur. Ki ikisi birlikte bütünüyle yüzeye çıktığında fazlaca güçlü olabilir.

Dişil enerji, ölçüsüz olasılıkların, evreni içten etkileyen yaratıcı enerjinin kaynağıdır.

Odaksal eril enerji, kestirme yolu seçer. A noktasından B noktasına. Bu enerji, bir tank kadar sağlam olabilir. Görevleri olması gerektiği şekilde, dikkatlilikle, oyalanmaksızın başarıyla tamamlar.

Bu enerjiyi öğrenmek için bilinmesi gerekenen önemli şey, nasıl işlediğidir. Bunu ispat için, süper temel kutsal geometrilerden birkaçını kullanacağım.

Bu, Fibonacci Sarmalı. Konuya iyice girdiğimizde bundan daha fazla söz edeceğiz. Şimdilik, 1'den başlayıp belli bir düzenle sonsuza kadar dışa doğru aktığını bilin yeter. Hayatımızın her köşesindedir.

Eril enerji bilindiği gibi, sarmalın bir noktasından diğer bir noktasına akar. Buradan, buraya. Buradan, buraya. Kıvrılmaz. Gitmesi gereken yere dosdoğru gider.

Lakin dişil enerji, asıl sarmaldan akar. Çizgilerin dışından dolanır da dolanır, yine de aynı noktaya çıkar. Bu, akışın temsili bir grafiği. Bundan başka aynı yönde davranır.

Bundan yola çıkarak, bu enerjileri hayatımızda nasıl kullanıyoruz görebilirsiniz. İşe kestirme yoldan, zamanında gitmekle geç kalsanız da, manzaralı bir yoldan gitmekle aynı hesap. Tıpkı kek yapmak gibi. Tarifin dediklerine uymak veya hangisi doğru geliyorsa onu koymak. Sıkı çalışıp terfi almak ya da iyi fikirlerle gelip terfi almak.

İşte ilişkili bir örnek: "INCEPTION" ile "Sucker Punch"arasındaki fark. İkisi de rüyalarla alâkalı. Ama bir tanesi erkeksi hikaye; profesyonel erkeklerin akıllıca çalışarak görevlerini bitirme çabası. Diğeri ise, feminen bir hikaye; yapıcı ve gelişigüzel, birçoklarına göre abuk sabuk.

Eril ve dişil enerjilerinin de Çakralar gibi kendine has özellikleri vardır.

Eril enerji; doğrusal, analitik, stratejik ve pratiktir. Ancak, eril enerji kısıtlandığı vakit, epey sarsak ve agresiftir.

Durumu bütün yönleriyle görmeMEye eğilimli olur. Ya da kendi görüşünden başka görüşlere kapalı olur.

Bugünün toplumunda sıkça rastlayabilirsiniz. Çoğunlukla, bunlara "bağnaz" (dar görüşlü) deriz.

Diğer yandan dişil enerji, kıvrılarak hareket eder. Çizgilerin içinde kalmaz. Yaratıcılık, hareket, dışavurum ve duygudur. Her şeyi yapabilir ve her yere gidebilir. Ama plana sadık kalamama gibi sorunu vardır.

Kısıtlanmışsa eğer, akışından çıkıp, duygusal ve ruhsal açıdan çöküntü yaşayabilir. Yaratıcılık allak bullak olur ve ortaya karman çorman bir şey çıkar.

Günümüz çevresinde pek yaygın bir şey değil ve bunun beyin yarımkürelerimizle çok ilgisi var. Kısaca bir değinelim.

İkisi arasındaki tek büyük fark, eril enerji parçalara, dişil enerji bütüne bakar.

Devam etmeden önce şunu açıklığa kavuşturayım; Eril ve dişil enerjinin cinsel yönelimde çok küçük payı vardır.

Karmaşık gibi ama enerjinin kendine has bir rolü var. Mesela, erkek ve kadın bedenlerine baktığımızda, erkeğin daha keskin, kadının daha oval hatları olduğunu görürüz. Muhtemelen buna başka bir derste geleceğiz.

Tamam, beyin yarımküresi diyorduk. Bizlerde iki tane var. 10. Sınıfta öğrendiklerinizi hatırlayacak olursanız tanıdık gelecek.

Sol beyin, beynin Eril Enerji tarafı. Düzenli, istatiksel, mantıklı ve matematikseldir. Her şeye doğrusal, akılcı ve pratik şekilde bakar.

Sağ beyin ise, beynin Dişil Enerji tarafıdır. Yaratıcı, özgürlüğe düşkün yönümüzdür. Tutku, tat ve his deneyimi, eylem ve sanattır.

Enerjide olduğu gibi, sol beyin sağ beyinsiz bir anlam ifade etmez. Kutularla duygularını dökemez, ifade edemezsiniz, hissetmek için gerçekten deneyimlemeniz gerekir.

Sağ beyin de, sol beyinin anladığı şeylere anlam veremez.

Pekâlâ, canlı türü olarak bizim ana beynimiz sol beyindir. Hem de akıl almaz şekilde.

Bu basitçe şu demek oluyor; Özümüzde bir eril enerji dengesizliği var. Birçok yönde. Baskın ve beynin dişil tarafını kısıtlıyor. Yanlış da anlamayın şimdi. Bu kötü bir şey değil. Esasen, bu gizli bir lütuf.

Ama önce başka birşeylerden konuşmamız gerek. Yani, dişil enerjimizde bir sorun yok.

Sebebi; olan potansiyeli hakkıyla kullanmamak. Eril enerjimiz gerçek anlamda berbat durumda.

Ki o yüzden şu noktadayız. Demek istediğim; Ekonomi, politika, finans, din, nükleer, yunus ve arı katli, küresel savaş buhranı. Birinci dersin sonrasında, dünyanın birçok bölgesinin nasıl bir bozukluk içinde olduğuna değinmiştim.

Birkaç kişi yorumunda "finansal kriz çalışmaları, nükleer kriz çalışmaları politik kriz çalışmaları, hepsi ayrı konular" demiş.

Eril enerji parçalar halinde böyle görünüyor işte. Artık bunun bakış açımız üzerinde nasıl bir baskı kurduğunu fark ediyoruz.

Bir bütün olarak, tüm bu konular bizim, "uyumlu olmak nedir" bilmediğimizin açık kanıtı. Çünkü, eril enerjimiz birbirimizle ve gezegenle uyumsuz.

Indigo çocuklara ve süper psişiklere bakalım... Dünyada doğan yeni bir çocuk türü var.

80'lerden bugüne, farklı veya sıradışı özelliklerle yeni çocuklar ortaya çıkmaya başladı. Sayıları gittikçe de artmaya başladı. Bugün, Kuzey Amerika'daki çocukların neredeyse %100'ü İndigo.

Peki nedir bu özellikler? Jan Yordy tarafından geliştirilen listeye bakalım. 4 Yıldır İndigo çocuklar üzerine çalışan ve okuyan bir oyun terapisti.

Listeye bakarken, size uyan bir şey var mı bakın.

-İradesi kuvvetli, otoriteye/aileye boyun eğmektense, kendi yollarını izlemeyi tercih eden bağımsız düşünürler.

-Akıllı, bilinçlilik seviyeleri ve şefkatleri yaşına göre çok ileri.

-Geleneksel ebeveynlik vedisiplin stratejileri bu çocuklar üzerinde etki etmez.

-Bir konuda zorlamaya çalışırsanız, üstün çıkma çabası normal bir sonuçtur.

Enerji bakımından, İndigolar yüksek frekanslarda titreştikleri için -insan veya makine olsun- ortamdaki negatif enerjiye kolayca kapılabilirler. Duygusal olarak fazla tepkili olabilirler ve enerjileri dengede olmazsa, anksiyete sorunları, depresyon ya da çabuk sinirlenmeden muzdarip olabilirler.

Yaratıcı sağ beyin düşünürleridir. Ne var ki, geleneksel "sol beyin okul sisteminde" zorluk yaşayabilirler.

İndigolarda, impulsif olmalarından dolayı dikkat eksikliğine sıkça rastlanılır. Çünkü beyinleri bilgiyi daha hızlı işler ve odaklanmalarına yardımcı olması için iteklenme ihtiyacı duyarlar.

İndigoların sezgileri çok güçlüdür. Çoğunlukla psişiktirler; Açıklanamaz şeyleri görür, duyar ve bilirler.

İndigolar, sistemleri daha hassas olduğu için yemek ve çevresel duyarlılıkla ilgili daha çok sorun yaşayabilirler.

İhtiyaçları karşılanmadığında, bu çocuklar bencil ve zahmetli olabilirler. Ki gerçekte böyle değillerdir.

Bu çocuklar olağanüstü hünerli ve potansiyellidirler. Ve hakkıyla ilgilenilmeyip, kabul görmediklerinde körelebilirler.

Buna ne sebep oluyor?... Birincisi, bu çocuklarda iki yeni DNA kalıbı aktif olmuştur. Bunlar, Microcephalin ve ASPM'dir. Bu iki kalıp, beynin gelişimini düzenler. Çocuklara daha geniş düşünce tayfları ve yeni öğrenme yolları verir. Bundan dolayı, indigo çocuklarının ortalama IQ'su 140'dır, ki bu normal ortalamadan 40-50 puan fazladır.

Artık, okul sistemlerimizdeki öğretme metodlarının modasının geçtiğini öğreniyoruz. Çünkü çocuklarımız değişiyor.

Çabucak, bu neden böyle diye geniş tayfa göz atacağız.

Aşmış Süper Psişiklerden devam edelim şimdi. Bu çocuklar aşırı. Kelimenin tam anlamıyla her şeyi yapabiliyorlar. Bazıları, katı maddeleri düşünceyle duvardan geçirebiliyor. Bazıları kör, ama kafalarının içindeki çok sayıda farklı "ekran" ile etraftaki her şeyi görebiliyorlar. Bazıları var ki, bir kişiye bakarak, onun hakkında her şeyi -ne zaman öleceğine kadar- bilebiliyorlar.

"Peki, niye hiç duymadık? Bu dünyada yankı uyandırırdı",diye düşünüyorsunuz. Bir sebebi, neredeyse bütün psişik çocuklar Çin'de. Ve kanıtların neredeyse hiçbiri İngilizceye çevrilmedi. Velev ki, Çin'de birkaçı halka duyuruldu. Daha fazlasını öğrenmek istiyorsanız, Paul Dong ve Thomas Raffil'in "Çin'in süper psişikleri" kitabı başlangıç için mükemmeldir.

Kesmeden önce; bu videoyu bütün olarak ele almalıyız. Bu yeni çocuklar ile eril ve dişil enerji ne alâka? Bariz değil mi?... İndigo çocuklar, bizim Eril enerjimize doğrudan bağlılar. Süper Psişikler de dişilimize.

Değişimin zirvesine yaklaştıkça, gezegenin kendisi değişmeye başlıyor. Esasen, bu bizi dengelemek için oluyor.

Dünya'nın bir yarısı, İndigo olarak doğuyor. Diğer bir yarısı ise, Süper Psişik. Onlar, gezegenin bilincine yardım için burada.

Hem de çok önemli bir zaman diliminde. Dünyada süper psişikten daha çok indigo çocuk var, çünkü eril enerjimizin anlayışa varması gerek.

İndigo çocuklar ve onların yeni düşünme yolları aracılığıyla gezegenin bilinçliliği etkileniyor; bu da bizi uygun yola koyuyor.

Demin öğrendiğimiz gibi,anlamak iki yön gerektirir.

Bir şeyi sadece okuyarak anlayamazsın. Beyninin iki bölmesine ihtiyacın var.

Modern dünyada, astral seyahat ve kanallaşma bilimde dikkate alınmıyor.

Bir tanesi, bedenin dışında farklı diyarları keşfediyor. Diğeri, varlıklar ve yüksek benlik ile iletişim kuruyor.

Ve hâlâ deneyimlemeden dikkate almadığımız için, meşrû kılınmıyor.

İşte bu sol beyin kısıtlaması yüzünden, hayatın anlamı gibi koca bir kısmı kaçırıyoruz.

Bizde "kutupsal bilinç" var; her şeyi ikileştirmek. İyi/kötü, sıcak/soğuk, doğru/yanlış, din/bilim...

Birkez daha birbirimizle ve gezegenle uyum içinde olabilmek için, sol beynimiz ile anlamayı öğrenmemiz gerek. Bu olduğu zaman, kutupsal bilinçten çıkıp, birlik bilincine varabiliriz. Bu da aslen gittiğimiz yön.

Burada kesiyoruz, görüşürüz!

Türkçeye Çeviri: Serkan Önder
s.onder@gmail.com